Kılıç; kişinin boyuna göre ortalama olarak 85-95 cm. civarındadır ve mutlaka “Balçak” lıdır. İki ordu karşı karşıya gelir ve “Hücum” emriyle birlikte karşılıklı savaş olur. Bu sadece iki kişi arasında da olabilir tabi ki. Neticede kılıç karşılıklı savaş için üretilmiş bir askeri silahtır. “SEŞ-HUA” denilen Çerkes Kılıcı ise bir ordu silahı olmadığından aslında karşılıklı savaş silahı değildir. Zaten Çerkeslerin hiçbir zaman profesyonel bir ordusu olmadığından “gate” dedikleri karakteristik bir kılıçları da yoktur. Seş-Hua bir sivil savunma ve saldırı silahıdır. O yüzden çok hafiftir ve jilet kadar da keskindir. Ağırlığı 450 gr. kadardır. Yani olabileceğin en hafifidir. Saplama amaçlı olmadığından çok sivri değildir. Karşılıklı savaş amacı olmadığından çok kalın da değildir.
Şeş-Hua çok az eğimlidir ve sadece tek tarafı keskindir. Genel kılıçların aksine keskin tarafı üstte olacak şekilde taşınır. Bu yönüyle Japonların “Katana” sına benzer. Şeş-Hua’ nın kabzası da çok hafiftir. Ve namlu çeliği kabzanın sonuna kadar devam etmez. Buradaki amaç da hafifliği sağlamaktır.
Kabzanın formu son derece sade âdete bir bıçak kabzası gibidir. Kabzanın elden çıkmaması için arka kısmı bir kartal başı formundadır. Çok sık kullanım amaçlı olmadığından kabza kının içine saklanır sadece kartal başı olan kısmı dışarıda kalır.
Namlu Kafkaslara özel çelikten imal edilmiş ve yine Çerkeslere özel tekniklerle su verilmiştir. Seş-Hua’ nın belki de en önemli özelliği “kan olukları” dır. Aslında namlu tamamen oluklardan ibaret demiş olursak abartmış olmayız. Osmanlı Kılıcı gibi Çerkes Kılıcında da oluklar mukavemeti azaltmadan hafifletme amaçlıdır.
Ünlü heykeltıraşlardan birisine; “bu muhteşem heykelleri nasıl yapıyorsun?” diye soruyorlar o da;“ben bir şey yapmıyorum mermerin fazlalıklarını alıyorsunuz ve Seş-Hua oluyor.(Fatih Genel)
コメント